Kediler, insanlar arasında en çok sevilen evcil hayvanlardan biridir. Ancak, bu hayvanlara olan sevginin arkasında kedilerin çağlar boyunca sahip olduğu tarihi ve kültürel önem yatmaktadır. Kediler sadece sevilen hayvanlar değil; birçok sembolü de yansıtan canlılardır. Eski Mısır'da Firavunlar döneminde kedi şeklinde pek çok heykel yapılmış ve kediler kadın gibi süslenmiştir. Ortaçağ Avrupa'sında ise kediler, büyü ve kötü güçlerin simgesi olarak görülmüş ve kötü muamele görmüştür. Ancak zamanla bu gizemli ve güzel canlılar, kültürel açıdan önemli bir yere sahip olmuştur.
Kediler, eski Mısırlılar için kutsal sayılmıştır. Onlara; merhameti ve doğurganlığı simgeleyen "Bastet" adı verilmiş ve tanrı olarak kabul edilmiştir. Onu öldürmek en büyük günahlardan biri sayılmıştır. Tarihsel hikayelere göre, istemeden bir kediyi öldüren ve ölüm cezasına çarptırılan Romalı bir adam olduğu söylenir. Kedilerin ölmesi durumunda yas tutulmuş, aileler kaşlarını tıraş etmiş ve kediler özel merkezlere gömülmüştür. Eski Mısırlılar döneminde kedilerin önemini gösteren en tuhaf hikayelerden biri: Mısırlıların Persler karşısında yenilgisinin sebebinin kediler olduğu yönündedir. Perslerin kedileri kollarına bağlaması nedeniyle Mısırlılar savaşta yer alamamışlar ve bu da yenilgileriyle sonuçlanmıştır.
Ortaçağ Avrupa'sında Kediler
Ortaçağ Avrupa'sında, kediler şeytani yaratıklar olarak kabul edilip batıl inançların kurbanı olmuşlardır. Kedilere işkence yapmak bir tür eğlence haline gelmiş ve kedileri insanların toplandığı panayır benzeri alanlarda toplu şekilde yakmışlardır. Bu tür uygulamaları en çok uygulayan ülkelerden biri de Fransa'dır. Belçika'da kedileri binaların çatılarından atmak gibi davranışlar gelenek ve göreneklerin bir parçası olmuştur. Özellikle kara kediler şeytan olarak görülmüştür ve günümüzde bile bazı insanlar bu batıl inanç nedeniyle kara kedilerden hala korkmaktadır.
Viktorya Dönemi ve Sonrası
Bu karanlık dönemin ardından, kediler 18. yüzyılda Viktorya döneminde insanlar arasında yeniden önemli bir konuma gelmiştir. Toprakları ve ürünleri kemirgenlerden korumak için kediler kullanılmaya başlanmıştır. Kraliçe Victoria sayesinde, hayvan hakları savunulmuş ve kediler ailelerin bir üyesi olarak görülmeye başlanmıştır. Bu dönem kedilerin altın çağı olarak kabul edilmiştir. Kraliçe Victoria, insanlara hayvan şefkatinin önemini anlatmış, hayvanlar üzerinde bilimsel deney yapılmasını yasaklamış ve kedilerle ilgili yazılar yazanlara ödüller vermeye başlamıştır.
Mısır’daki kedi motifli heykeller, antik eserler ve kedi işlenilmiş resimlerden dolayı kraliçe etkinlenmiş, İngilizlerin kedilere olan ilgisi ve hayranlığı, kedilerin canlandırılmasına ve yetiştirilmesine neden olmuştur. Kedilerle ilgili dergilerde yazı yazmanın en önemli yanlarından biri de kedilerin sadece krallar için değil, herkes için önemli olduğudur.
Günümüzde Kediler
Günümüz kedi-insan kültürüne baktığımızda, kedilerin insanlarla iç içe yaşadığı ve hayatlarının bir parçası olduğu görülmektedir. Her evin yanında mama ve su kabı bulunmakta ve insanlar düzenli olarak bu kapları tazelemektedir. Hasta olan kediler kliniklere götürülmekte, maması ve suyu eksik olanlar tamamlanmaktadır. Artık herkes kedilerin sadece hareket eden canlılar değil, aynı zamanda sevgi dolu hayvanlar olduğunun farkına varmıştır.
Yazar: Veteriner Hekim Salma Jayousi
09/2024
Kaynakça
Babilas, Dorota. (2014) "Queen Victoria’s Canine Companions." Wiek XIX. Rocznik Towarzystwa Literackiego im. Adama Mickiewicza, rok VIi (XLix), 2014. Uniwersytet Warszawski
Krajcarz, Magdalena. "Thousands of Years of History Reveal Extensive Genetic Connectivity between Domesticated and Wild Cats." Phys.org, 7 July 2020
Mark, Joshua J. "Kedilerin Tarihi - Geçmişten Günümüze Kediler." World History Encyclopedia, World History Encyclopedia
Yurco, Frank J. "The Cat and Ancient Egypt." Egypt Consultant , 15-22